Mercek Altında

Suriye’nin doğusundaki göç krizi, Özyönetim’i insan kaçakçılığıyla mücadele için yasa çıkarmaya zorluyor

Suriye’nin doğusundaki göç krizi, Özyönetim’i insan kaçakçılığıyla mücadele için yasa çıkarmaya zorluyor
 
 
 
18 Ekim 2022’de Suriye’de Özyönetim, “İnsan Kaçakçılığıyla Mücadele” adı altında kontrol bölgelerinden ayrılan veya resmi geçiş noktaları dışından gelen kaçakçılara ve sivillere para ve hapis cezalarını içeren yeni bir yasa çıkardı.
 
Yasa, bu yılın ortasından bu yana Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol edilen bölgelerde yoğunlukla yaşanan sürekli göç dalgalarının ardından çıkarıldı. Binlerce kişi çeşitli kaçakçılık yollarıyla bu bölgeleri terk ederek komşu ülkelere yerleşti veya Avrupa Birliği ülkelerinden birine gitmeye çalıştı.
 
PKK kadroları, çıkarlarını ve siyasetini etkilediği için Suriye’de Özyönetim tarafından çıkarılan yasaların onaylanması ve yürürlükten kaldırılmasına doğrudan müdahale ediyor.
 
Ancak bu yasanın SDG’nin kontrolündeki bölgelerde yaşanan göç hareketini durdurması beklenmiyor. Bunun sebepleri şu şekilde sıralanabilir: 
 
• Kaçakçılık yapanların tamamı SDG, PKK ve kadrolarıyla iş birliği içinde. Sınır bölgeleri, parti kadroları tarafından güvenli alan olarak kabul ediliyor ve Türkiye, Kuzey Irak, Suriye’nin kuzeyindeki muhalefetin kontrol bölgelerine unsur, patlayıcı, iletişim cihazları ve silah kaçakçılığını örtmek amacıyla insan kaçakçılığı için kullanılıyor.
 
• Kaçakçılık operasyonları, bazı parti kadroları ve liderleri için büyük mali kaynaklar ve sabit para sağlıyor.
 
• Özyönetim veya SDG tarafından çıkarılan böyle bir yasa ve Uluslararası Koalisyon güçlerinin bu operasyonlara katılması, Deyrizor’un doğu kırsalında SDG ve rejim kontrolündeki bölgeler arasındaki nehir kaçakçılığı operasyonlarını yıllardır durduramadı. Çünkü kaçakçılık operasyonlarının örgütlenmesi ve korunmasının arkasında PKK kadroları bulunuyor.
 
Kanunun göçle mücadelede faydasız olduğu ve gecikmeli çıkarıldığı söylenebilir. Buna göre kanunun çıkarılmasının arkasındaki gerçek neden ve motivasyonları şu şekilde sıralanabilir: 
 
• Özellikle gençlerin “Öz Savunma” yasasından dolayı göç etmesiyle SDG saflarında zorunlu askerlik hizmetine alınanların sayısında ciddi bir azalma yaşandı. Ayrıca SDG saflarında bulunan yüzlerce acemi ve gönüllünün kaçma ihtimali bulunuyor.
 
• İç ve dış göç dalgası nedeniyle yaşam ve ekonomik koşulların bozulması sonucunda Derbasiye ve Ayn el-Arab/Kobani bölgelerinde iş hareketliliği neredeyse durma noktasına geldi. Bunun bölgeler, SDG’nin halk tabanını oluşturuyor.
 
• Demografik değişim araçlarından biri olarak Özyönetim bağlı bölgeleri diğer nüfuz bölgelerinden izole etme sürecinde kanunlar kullanılıyor. Yasa haksız yere, SDG’nin kontrol ettiği geçişler dışından bu bölgelere gelen sivillere ceza veren bazı madde içeriyor. Rejim veya muhalefetin kontrolündeki bölgelerden gelen Suriyeli sivillerden kefil isteniyor. Ayrıca giriş işlemlerini kolaylaştıran siviller ile Özyönetim’de çalışan askeri veya sivil çalışanlara cezalar getirildi.
 
Sonuç olarak, Özyönetim’in elinde bu yasanın içeriği ve uygulanmasına yönelik araç ve koşullar mevcut değil. Ancak Özyönetim karşı karşıya kaldığı krizlere müdahale edip çözebilme gücüne sahip olduğunu göstermek için bu yasayı çıkarmak zorunda kaldı Özyönetim bu kararla göç sorununun temelinden uzak sosyal ve politik hedeflere ulaşmayı hedefledi. Halbuki kontrol ettiği bölgelerde kötüleşen güvenlik, ekonomik ve yaşam şartlarını iyileştirmeye yönelik farklı adımlar atması gerekiyordu.